Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
KALÞSÌZ CADI (2562) | ||||
ЯUH ףЯΛŁłçӘSł (1846) | ||||
Nokta ~ (1322) | ||||
RuH UnutuRsun (1257) | ||||
hayalet (327) | ||||
qaMe 0weR (296) | ||||
gkce_maNga (269) | ||||
MmAnGa_MiRaYy (256) | ||||
Hüqo (172) | ||||
*z*e*y*n*e*p* (154) |
Anahtar-kelime
Kimler hatta?
Toplam 108 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 108 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 290 kişi Ptsi Tem. 31, 2017 2:30 pm tarihinde online oldu.
KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
maNga Fan Clup :: Genel :: Dini Bölüm
1 sayfadaki 1 sayfası
KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
Sonra o damlacığı asılıp tutunan birşeye dönüştürdük. Sonra asılıp
tutunan şeyi, bir çiğnemlik et parçası haline getirdik. Sonra bir
çiğnemlik et parçasını, kemik olarak yarattık. Sonra kemiğe et
giydirdik.
23 Müminun Suresi 14
... Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve
sonra da onlara et giydiriyoruz...
2 Bakara Suresi 259
Tercümede geçen "bir çiğnemlik et" ifadesi, Arapça "mudga" kelimesinin
karşılığıdır. Kemiğe giydirilen et vurgulanırken geçen "et" ifadesi ise
ayette "lahm" kelimesi ile anlatılır. Bu deyim "taptaze et" gibi eti
vurgular. Bu ayrımın altını çizmekte fayda vardır.
Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır. Embriyodaki
kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine
aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas
etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen "lahm" kelimesi kas etleri
için kullanılmaktadır. Kuran'da 1400 yıl önce haber verilen bu oluşum
sırasından bilim çok yakın döneme dek habersizdi. Bu dönemde kemiklerin
ve kasların beraber oluştuğu düşünülüyordu. Gelişmiş mikroskoplar ve
anne karnının içine giren mikro kameralar, Kuran'ın haklılığını bir kez
daha göstermiştir.
İSKELETİMİZİN MÜKEMMEL YARATILIŞI
Bakara Suresi'nden alıntıladığımız ayet, kemiklerin kasla sarılmasını
vurgulamadan önce iskelet yapımıza dikkat çekmekte ve bu yapıyı
incelememizi teşvik etmektedir. Bu ayeti okurken Allah'ın Kuran'da
oluşturduğu bilimsel mucizeyle beraber, Allah'ın vücudumuzda oluşturduğu
yaratılış mucizesini de kemiklerimiz bağlamında düşünelim.
Bir mühendislik harikası olan iskeletimiz, her biri ihtiyacımıza göre
ölçülüp biçilmiş değişik boyutlarda 206 kemikten meydana gelir.
İskeletimiz, eklemler ve bağlarla birbirine tutturulmuş; atlama, koşma,
eğilme, oturma ve benzeri hareketler için ölçülerek, planlanarak inşa
edilmiş bir kemik kuledir. Her hareketimizde iskeletimizi farkına
varmadan, zorlanmadan kullanır, iskeletimizin hizmetimize verilmiş
olması sayesinde günlük hayatımızı sürdürürüz. örneğin bu kitabın
sayfalarını çevirirken kaç eklemimizi kullandığımıza dikkat edin: Omuz,
dirsek, bilek ve parmak eklemlerimizin her birini nasıl da kolaylıkla,
birbiriyle uyumlu bir şekilde kullanırız. Hem de iskeletimizi
kullandığımızın hiç farkına varmadan…
Bu eşsiz mimari yapıya ister mühendis, ister doktor gözüyle bakınız, bu
yapı karşısında bildiklerinizin ne kadar yetersiz kaldığını
göreceksiniz. İskeletimiz vücuda dayanak oluşturur, organlarımızı
mükemmel bir şekilde korur, sinir ve kas sistemlerinin bağlantısını
sağlar ve vücudun hareketlerini gerçekleştirmesinde en önemli görevi
üstlenir. İskeletimizin her parçası kendi farklı görevini mükemmel bir
şekilde yerine getirir. Kafatası ve leğen kemiğinde olduğu gibi
kemiklerin hareketinin sakıncalı olduğu yerlerde eklemler sabittir.
Hareketin gerekli olduğu kalça veya omuz gibi yerlerde eklemler
oynaktır. Boyun omurundaki kemikler, başın kendi ekseni etrafında 180
derece dönmesine imkan verecek şekilde yaratılmışlardır. Bu sayede
aşağıyı, yukarıyı ve her iki yanımızı görmek için bütün vücudumuzu
döndürmek gibi bir zahmete katlanmaksızın, sadece başımızı çevirmemiz
yetmektedir. Akciğer ve kalp gibi organlarımıza yakın yerdeki kemikler
bu organları koruyacak ve bu organların çalışmasını aksatmayacak şekilde
yaratılmışlardır...
Bir betonarme binayı ayakta tutan kolon, kiriş ne ise, insanı ayakta
tutan iskelet sistemi de odur. Ancak düşünen bir insanı hayrete
düşürecek nokta, modern binalarda iskelet sistemi bina ağırlığının
%6070'ini oluşturduğu halde, insan iskeletinin, toplam insan ağırlığının
%15 kadarını oluşturmasıdır. Bu hafif iskeletin dayanma gücü ise çok
yüksektir. Mesela uyluk kemiği dikey vaziyette bir ton ağırlığı
kaldırabilecek kapasitededir. Kemiklerimizde sağlamlık ve esneklik
mükemmel ölçülerle buluşturulmuştur...
İskeletimizin bir yağlanma sistemi vardır ki, sırf bu sistemin detayları
sayfalara sığmaz. Vücudumuzdaki her bir eklem kendisi için gerekli
özellikteki yağlarla düzenli olarak yağlanmaktadır. Her hareket
ettiğimizde birbiri üstünde hareket eden, sürtünen omurların aşınmasının
disk denen dayanıklı kıkırdaklarla önlenmiş olması da yaratılış
planımızın ayrı bir bölümüdür.
İskeletin harika yaratılışının çok az bir kısmını anlattığımız bu
bilgiler bile Bakara Suresi 259. ayette "Kemiklere de bir bak..."
denerek, niye gözlerimizin iskeletimize çevrildiğini göstermektedir. Bir
çiğnemlik et, anne karnında kemiklere çevrilirken bu mükemmel yaratılış
başlamaktadır. Daha sonra bu sistem kadar harika olan kas yapımız da
yaratılacaktır.
Gerçekten de insanı karışımlı bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bu yüzden onu işiten ve gören yaptık.
76 İnsan Suresi 2
Meni denen karışımın bir gün işitebilmesi ve görebilmesi, gülmesi ve
ağlaması, düşünmesi ve anlaması, çeşitli eserler oluşturması ve sanatsal
zevklerinin olması ne kadar da mükemmeldir! İnsana bu özelliklerin
verilmesi ne büyük armağandır! Ayet, karışımlı bir damla suyun bir gün
gelip de işitici ve görücü olduğunu söylerken, becerinin bir damla suda
değil, onun Yaratıcısında olduğunu vurgulamaktadır. Ayetin önce
işitmeyi, sonra görmeyi sayması da anlamlıdır. çünkü ceninde önce işitme
organı kulak, sonra görme organı gözler oluşmaktadır. (Bir çok Kuran
ayetinde "işitmeden ve görmeden" beraber bahsedilir. Bu ayetlerin
hepsinde önce işitme, sonra görme geçmektedir. Hamileliğin 23.
haftasında kulak gelişimini tamamlamıştır. Gözün hassas tabakası retina
ise 25. haftada bile tam gelişmemiştir.) Ayetin önce işitmeyi, sonra
görmeyi sayması bu noktaya işaret etmek için olabilir. Doğrusunu Allah
bilir.
Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip, neyi
arttırdığını bilir. O'nun katında her şey bir ölçü iledir.
13 Rad Suresi 8
Sonra o damlacığı asılıp tutunan birşeye dönüştürdük. Sonra asılıp
tutunan şeyi, bir çiğnemlik et parçası haline getirdik. Sonra bir
çiğnemlik et parçasını, kemik olarak yarattık. Sonra kemiğe et
giydirdik.
23 Müminun Suresi 14
... Kemiklere de bir bak. Nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve
sonra da onlara et giydiriyoruz...
2 Bakara Suresi 259
Tercümede geçen "bir çiğnemlik et" ifadesi, Arapça "mudga" kelimesinin
karşılığıdır. Kemiğe giydirilen et vurgulanırken geçen "et" ifadesi ise
ayette "lahm" kelimesi ile anlatılır. Bu deyim "taptaze et" gibi eti
vurgular. Bu ayrımın altını çizmekte fayda vardır.
Embriyo başlangıçta kemiksiz bir çiğnemlik et formundadır. Embriyodaki
kıkırdak doku, ayette söylendiği gibi sonradan kemikleşmeye başlar. Yine
aynen ayetin söylediği gibi kemikleşme başladıktan daha sonra kas
etleri oluşarak kemikleri sarar. Ayette geçen "lahm" kelimesi kas etleri
için kullanılmaktadır. Kuran'da 1400 yıl önce haber verilen bu oluşum
sırasından bilim çok yakın döneme dek habersizdi. Bu dönemde kemiklerin
ve kasların beraber oluştuğu düşünülüyordu. Gelişmiş mikroskoplar ve
anne karnının içine giren mikro kameralar, Kuran'ın haklılığını bir kez
daha göstermiştir.
İSKELETİMİZİN MÜKEMMEL YARATILIŞI
Bakara Suresi'nden alıntıladığımız ayet, kemiklerin kasla sarılmasını
vurgulamadan önce iskelet yapımıza dikkat çekmekte ve bu yapıyı
incelememizi teşvik etmektedir. Bu ayeti okurken Allah'ın Kuran'da
oluşturduğu bilimsel mucizeyle beraber, Allah'ın vücudumuzda oluşturduğu
yaratılış mucizesini de kemiklerimiz bağlamında düşünelim.
Bir mühendislik harikası olan iskeletimiz, her biri ihtiyacımıza göre
ölçülüp biçilmiş değişik boyutlarda 206 kemikten meydana gelir.
İskeletimiz, eklemler ve bağlarla birbirine tutturulmuş; atlama, koşma,
eğilme, oturma ve benzeri hareketler için ölçülerek, planlanarak inşa
edilmiş bir kemik kuledir. Her hareketimizde iskeletimizi farkına
varmadan, zorlanmadan kullanır, iskeletimizin hizmetimize verilmiş
olması sayesinde günlük hayatımızı sürdürürüz. örneğin bu kitabın
sayfalarını çevirirken kaç eklemimizi kullandığımıza dikkat edin: Omuz,
dirsek, bilek ve parmak eklemlerimizin her birini nasıl da kolaylıkla,
birbiriyle uyumlu bir şekilde kullanırız. Hem de iskeletimizi
kullandığımızın hiç farkına varmadan…
Bu eşsiz mimari yapıya ister mühendis, ister doktor gözüyle bakınız, bu
yapı karşısında bildiklerinizin ne kadar yetersiz kaldığını
göreceksiniz. İskeletimiz vücuda dayanak oluşturur, organlarımızı
mükemmel bir şekilde korur, sinir ve kas sistemlerinin bağlantısını
sağlar ve vücudun hareketlerini gerçekleştirmesinde en önemli görevi
üstlenir. İskeletimizin her parçası kendi farklı görevini mükemmel bir
şekilde yerine getirir. Kafatası ve leğen kemiğinde olduğu gibi
kemiklerin hareketinin sakıncalı olduğu yerlerde eklemler sabittir.
Hareketin gerekli olduğu kalça veya omuz gibi yerlerde eklemler
oynaktır. Boyun omurundaki kemikler, başın kendi ekseni etrafında 180
derece dönmesine imkan verecek şekilde yaratılmışlardır. Bu sayede
aşağıyı, yukarıyı ve her iki yanımızı görmek için bütün vücudumuzu
döndürmek gibi bir zahmete katlanmaksızın, sadece başımızı çevirmemiz
yetmektedir. Akciğer ve kalp gibi organlarımıza yakın yerdeki kemikler
bu organları koruyacak ve bu organların çalışmasını aksatmayacak şekilde
yaratılmışlardır...
Bir betonarme binayı ayakta tutan kolon, kiriş ne ise, insanı ayakta
tutan iskelet sistemi de odur. Ancak düşünen bir insanı hayrete
düşürecek nokta, modern binalarda iskelet sistemi bina ağırlığının
%6070'ini oluşturduğu halde, insan iskeletinin, toplam insan ağırlığının
%15 kadarını oluşturmasıdır. Bu hafif iskeletin dayanma gücü ise çok
yüksektir. Mesela uyluk kemiği dikey vaziyette bir ton ağırlığı
kaldırabilecek kapasitededir. Kemiklerimizde sağlamlık ve esneklik
mükemmel ölçülerle buluşturulmuştur...
İskeletimizin bir yağlanma sistemi vardır ki, sırf bu sistemin detayları
sayfalara sığmaz. Vücudumuzdaki her bir eklem kendisi için gerekli
özellikteki yağlarla düzenli olarak yağlanmaktadır. Her hareket
ettiğimizde birbiri üstünde hareket eden, sürtünen omurların aşınmasının
disk denen dayanıklı kıkırdaklarla önlenmiş olması da yaratılış
planımızın ayrı bir bölümüdür.
İskeletin harika yaratılışının çok az bir kısmını anlattığımız bu
bilgiler bile Bakara Suresi 259. ayette "Kemiklere de bir bak..."
denerek, niye gözlerimizin iskeletimize çevrildiğini göstermektedir. Bir
çiğnemlik et, anne karnında kemiklere çevrilirken bu mükemmel yaratılış
başlamaktadır. Daha sonra bu sistem kadar harika olan kas yapımız da
yaratılacaktır.
Gerçekten de insanı karışımlı bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz.
Bu yüzden onu işiten ve gören yaptık.
76 İnsan Suresi 2
Meni denen karışımın bir gün işitebilmesi ve görebilmesi, gülmesi ve
ağlaması, düşünmesi ve anlaması, çeşitli eserler oluşturması ve sanatsal
zevklerinin olması ne kadar da mükemmeldir! İnsana bu özelliklerin
verilmesi ne büyük armağandır! Ayet, karışımlı bir damla suyun bir gün
gelip de işitici ve görücü olduğunu söylerken, becerinin bir damla suda
değil, onun Yaratıcısında olduğunu vurgulamaktadır. Ayetin önce
işitmeyi, sonra görmeyi sayması da anlamlıdır. çünkü ceninde önce işitme
organı kulak, sonra görme organı gözler oluşmaktadır. (Bir çok Kuran
ayetinde "işitmeden ve görmeden" beraber bahsedilir. Bu ayetlerin
hepsinde önce işitme, sonra görme geçmektedir. Hamileliğin 23.
haftasında kulak gelişimini tamamlamıştır. Gözün hassas tabakası retina
ise 25. haftada bile tam gelişmemiştir.) Ayetin önce işitmeyi, sonra
görmeyi sayması bu noktaya işaret etmek için olabilir. Doğrusunu Allah
bilir.
Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip, neyi
arttırdığını bilir. O'nun katında her şey bir ölçü iledir.
13 Rad Suresi 8
Bu Yağmurlar- Yeni Üye
- Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 7
Puan : 19
Rep Puan : 0
Nerden : istanbul
Yaş : 35
Ruh Hali :
Takım :
Geri: KEMİKLERİN OLUŞUMU VE ETLE KAPLANMALARI
manga fanda her türlü konunu olmasına çok seviniyorum
Misafir- Misafir
maNga Fan Clup :: Genel :: Dini Bölüm
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ağus. 31, 2016 4:05 am tarafından Nokta ~
» ''Yine Yeni Yeniden'' ÖZEL HABER
C.tesi Şub. 07, 2015 1:03 pm tarafından Nokta ~
» ''Yine Yeni Yeniden'' ÖZEL HABER
C.tesi Şub. 07, 2015 1:01 pm tarafından Nokta ~
» Slm ben furkan
C.tesi Şub. 07, 2015 12:55 pm tarafından Nokta ~
» maNga Özel Röportaj | tv8
C.tesi Şub. 07, 2015 12:53 pm tarafından Nokta ~
» maNga - Yine Yeni Yeniden
C.tesi Şub. 07, 2015 12:44 pm tarafından Nokta ~
» Berksan ft.Hande Yener - Haberi Var Mı?
C.tesi Ocak 31, 2015 7:15 am tarafından Nokta ~
» maNga ve Cizgi Karakterleri
Perş. Ocak 29, 2015 9:03 am tarafından Nokta ~
» Birol Giray (BeeGee) feat. Ferman - İki Yol
Perş. Ocak 29, 2015 6:12 am tarafından Nokta ~
» maNga Macau’yu Fethetti
Perş. Ocak 29, 2015 5:58 am tarafından Nokta ~
» Film Tadında Video Klip
Perş. Ocak 29, 2015 5:50 am tarafından Nokta ~
» maNga Radyo Viva`ya konuk oluyor
Salı Ocak 27, 2015 9:05 am tarafından Nokta ~
» maNga - Hani Biz
Salı Ocak 27, 2015 8:59 am tarafından Nokta ~
» maNga - Hint Kumaşı
Salı Ocak 27, 2015 8:55 am tarafından Nokta ~
» Cartel ft. Ferman Akgül - Sen
Salı Ocak 27, 2015 8:42 am tarafından Nokta ~
» maNga-Fazla Aşkı Olan Var Mı?
Salı Ocak 27, 2015 8:40 am tarafından Nokta ~
» İşte Işıkları Söndürseler Bİle albümümüzün ikinci klibi
Salı Ocak 27, 2015 8:37 am tarafından Nokta ~
» EFFICACY: maNga
Salı Ocak 27, 2015 8:33 am tarafından Nokta ~
» Ferman Akgül Ve Halleri
Salı Ocak 27, 2015 8:31 am tarafından Nokta ~
» maNga- Rock'n Coke Libido.
Salı Ocak 27, 2015 8:29 am tarafından Nokta ~